Dopamin ve Kumar: Beynin Sinsi Döngüsü
Kardeşlerim,
Dilim döndüğünce size anlatacağım ne nedir:
Varlığını belki tanımlayamayacağımız ama yokluğunu hissedebileceğimiz yegane nörotransmitterlerdendir dopamin. Kıymeti, azalınca hissedilen; insanı yokluğuyla sınayan, terbiye edilmesi gereken bir nt. Öğrenmede son derece etkilidir. Islah edilmesi gereken bir yılkı atıdır dopamin.
- Nörotransmitter nedir?
Nörotransmitterler sinir sistemimizin habercileridir. Duygu-motor durum üzerinde doğrudan etkililer ya da bağlantılılar. Bunların birçoğu kumar oynama esnasında değişiyor bildiğim kadarıyla. Yani beyinde bir şeyi bir yerden bir yere taşıyan kargocular gibi düşünebilirsiniz ama her taşıma için bir bedel isterler ve her taşıma sonunda size, sizi iyi hissettiren bir şey verirler. Örneğin bir işi bitirdiğinizde ya da deadline’ı gelmiş bir işi teslim ettiğinizde hissedeceğiniz türden bir tatmin. İşte dopamin böyle bir şey. Beyne bir nevi fake atan, gösterip de vermeme ihtimali olan bir madde.
Dopamin Nedir?

Dopamin, beynimizin ödül ve motivasyonunu yöneten bir kimyasaldır. Örneğin bir kızı görüyorsunuz ve kız çok güzel. Bu kız size direkt dopamin salgılatıyor. Amerika’da bundan otuz yıl kadar önce maymunlar üzerinde yapılan bir deneyde; maymunlara önce ışık gösteriyorlar, ardından da maymunlara meyve suyu veriyorlar. Bir süre sonra maymunların beyinlerindeki frekanslarda şunu fark ediyor araştırmacılar: maymunların beyinleri meyve suyunu aldıklarında değil, ışıklar yandığında dopamin salgılamaya başlıyor. Yani karşı cinsle yakınlaşma ihtimali beyinde dopaminin salgılanmasına sebep oluyor. Tabi başka nörotransmitterler de var, o ayrı bi başlık. Kumar oyunlarında da öyle. Kazanmak ya da kaybetmek değil mesele. Kazanma-kaybetme döngüsünün içerisinde ne olursa olsun yer almak.
Günlük hayatta yemek yemek, spor yapmak, sevdiklerinle vakit geçirmek bile dopamin salgılatır ama kumarda işin rengi değişiyor; dopamin artık sadece “haz” vermekle kalmıyor, seni daha fazlasını istemeye zorlayan bir tetikleyici hâline geliyor.
Kumar ve Dopamin Döngüsü
Kazandığında dopamin seni uçuruyor; kaybettiğinde bile dopamin sana diyor ki: “Hee dur bak, bir sonraki tur belki gelir, hadi dene”. Bu yüzden kayıp bile durduramıyor seni. Buna near miss deniyor. Bu dopamini daha da azdırıyor. Döngü şu şekilde işliyor:

Kumar oynarken beklenti ve belirsizlik dopamini tetikliyor. “Bir sonraki kupon tutacak mı?” sorusu beynimizi sürekli meşgul ediyor. Kazanma olasılığı belirsiz olduğunda, dopamin sistemi sürekli uyarılıyor. Sonuç: kısa süreli haz ve yüksek motivasyon. Ama uzun vadede bağımlılık.
Kazanç → haz → kayıp → pişmanlık → daha büyük risk → tekrar kazanma beklentisi → near miss → daha çok dopamin → bağımlılık.
Pişmanlık ve Beyin
Kumar pişmanlık yaratır, ama dopamin sayesinde beynimiz bunu bile fırsata çevirir. Kaybettiğinde “Bir dahakine kazanırım” diye düşünürsün. Bu düşünce beynini hep oyunda tutar. O sırada prefrontal korteks dediğimiz fren mekanizması devre dışı kalır; yani “dur” demek neredeyse imkânsız hâle gelir. Ardı ardına relapse denilen tekrarlar oluşur. Davranış sıfır tükenene ya da o geceki maçlar bitene kadar sürer. Ya da başka oyunlarla devam eder.
Kısa ve Orta Vadede Etkiler
Beyin, aynı dopamin seviyesini hissetmek için daha büyük riskler almaya başlar
Kontrol kaybı ortaya çıkar: ne kadar süre, ne kadar para harcadığını bile bilmezsin
Ruhsal belirtiler: kaygı, stres, uyku bozukluğu ve sinirlilik
Sosyal hayat etkilenir: aile, arkadaşlar ve iş hayatı geri planda kalır.
Ne yapabilirsin?
-Düşünüyorum…